Üye Ol  -  Şifremi Unuttum?
Facebook
 
 
> Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü...

> Kadir Gecesinin ve Ona Değer Kazandıran Kur’an’ın Kadrini Bilmek...

> Erdoğan’ın, Karşılığı Olmayan Sert Söylemleri Filistin’den Yana, ...

> Ömrümüzden Bir Yıl Daha Azaldı, Gelin Hâlimizi Sorgulayalım!...

> Küresel İfsadın Fıtratı ve Doğal Dengeyi Bozması ile İnsanlığın Y...

   
En Çok Okunanlar

Anasayfa  >   PANELLER  >  2010
 
´Değişim Süreci ve Müslümanlar´ Paneli Yapıldı
Tarih: 25/03/2010
   


Özgür-Der Ümraniye Şubesi’nin aylık gündem değerlendirmesi toplantılarının dördüncüsü gerçekleştirildi. 11 Ocak Pazartesi akşamı gerçekleştirilen toplantıya Mehmet Pamak konuşmacı olarak katıldı.

Özgür-Der Ümraniye Şubesi’nin aylık gündem değerlendirmesi toplantılarının dördüncüsü gerçekleştirildi. 11 Ocak Pazartesi akşamı gerçekleştirilen toplantıya Mehmet Pamak konuşmacı olarak katıldı.

 

Özgür-Der Ümraniye Şubesi'nde yapılan veKenan Levent'in başkanlık ettiği seminerde Türkiye'deki sistemin yapısı ve değişim çabalarının niteliğini tahlil eden İLKAV Başkanı Mehmet Pamak, değişim sürecinin sosyo-politik aktörlerini de değerlendirerek Müslümanların mevcut durum, tutum ve gelecek ufuklarını irdeledi.

 

Değişim Sürecinin Niteliği

 

Konuşmasının birinci bölümünde Cumhuriyet rejiminin nitelikleri üzerinde duran Pamak, modernleşme çabalarının Osmanlı'ya uzanan köklerini özetleyerek Kemalist cumhuriyet projesinin fikri ve tarihî temellerini tahlil etti. Bu meyanda Kemalist düzenin oluşum ve gelişim seyrini çeşitli açılardan örneklendirerek değerlendiren Pamak laik-Kemalist bir Türk ulusunun inşa edilmesi amacına dönük olarak Türkiye'de bir sistemin oluşturulduğunu ve bunun öngördüğü yaşam tarzı ve zihniyet dünyasının topluma yukarıdan aşağıya doğru otoriter bir yöntemle benimsettirilmeye çalışıldığını söyledi. Kendisini seküler-laik bir temelde oluşturan mevcut düzen ve bekçisi Kemalist bürokratik seçkinlerin temel karakteristik yapısının İslam ve başta Kürtler olmak üzere farklı etnisitelere yönelik düşmanlık olarak kaydeden Pamak, bunu muhtelif açılardan verdiği bir dizi örnekle destekledi.

 

Topluma dönük izlediği politikalar sonucunda düzenin emperyalistler arası ikinci paylaşım savaşı ortamında tıkanmanın eşiğine geldiğini belirten Pamak, dış konjonktürden de istifadeyle makyaj yapıldığını ve dolayısıyla çok partili sistemin inşa edilerek görece demokrasi sürecine girildiğini söyledi. Bu sürecin sistem, toplum ve Müslümanlar açısından oluşturduğu yeni şartları da tahlil eden Pamak, öteden beri baskı altına alınıp bunaltılan Müslümanların bu süreçten itibaren düzene sığınarak var olmaya başladıklarını ve düzenin de yeni dönemin şartlarına kendini uyarlama zorunluluğu ve kapitalist bloğun imparatoru ABD'nin beklentileri doğrultusunda komünizmin etkisini önlemeye dönük olarak din ve dindarlar ile kısmen barışarak Müslümanların biriken öfkesini saptırdığını ve kendi lehine dönüştürdüğünü ifade etti. Kürt etnisitesine yönelik inkâr ve asimilasyon politikalarının ise olanca katılığıyla devam ettiğini belirten Pamak, 12 Eylül Darbesi'ne müteakiben Türkiye'de oluşan Özalizm ya da liberalizmden itibaren ise yumuşama döneminin yavaş yavaş oluşmaya başladığını ve SSCB'nin çöküşüne paralel olarak Amerikan merkezli YDD'nin ihtiyaçları doğrultusunda ve iç dinamiklerin de zorlaması sonucunda sistemin farklı etnisiteleri yok sayan klasik baskıcı ulusçu yapısında da kırılmaların baş göstermeye başladığını kaydetti.

 

AK-Parti iktidar sürecinden itibaren Türkiye'de oluşmaya başlayan son değişim dalgasının da iç ve dış muharrikleri üzerinde duran Pamak, içerde yoğunlaşan Kürt taleplerinin yanı sıra liberallerin güçlenmesi ve ayrıca 28 Şubat'ın yol açtığı mağduriyetleri verili reel-politik zemininde gidermek isteyen ve dolayısıyla ekseriyetle AK-Parti şemsiyesinde ifadesini bulan Müslümanların arayışlarının son değişim dalgasının oluşmasına etki eden başlıca faktörler olduğunu söyledi. Diğer yandan küresel konjonktürün Türkiye'deki değişim sürecinde başat bir rol oynadığını kaydeden Pamak, ABD'nin küresel sistemi ve bunun bölgesel uzantılarını yeniden biçimlendirme gereği duyduğunu ve dolayısıyla Türkiye'yi de bölgede model ülke kılmak istediğini söyledi. Ek olarak ABD'nin liberalleri Türkiye'de zorladığı değişim ya da görece özgürleşme ve demokratikleşme sürecinin temel öznesi kılmak istediğini de belirten Pamak, liberalleşmeye yanaşmayan muhalif unsurların ve bu cümleden olarak geleceklerini özgün-bağımsız İslami kimlikleri, ilke ve siyasetleriyle inşa etmek isteyen Müslümanların muhalefet ve taleplerinin bilinçli bir şekilde görmezlikten gelindiğini, örtülmeye çalışıldığını söyledi. Bunu çeşitli örnekler üzerinden pekiştiren Pamak, başta Taraf gazetesi olmak üzere Yeni Şafak, Zaman vd. gazetelerin Özgür-Der, İLKAV vb. kesimlerin eylem ve etkinliklerine karşı sergiledikleri yok sayıcı tutumu eleştirdi. AK-Parti ve Fethullah Gülen Cemaati'nin de mevcut palazlanışını liberal projelerle uyum göstermeleri ve reel olarak Amerikan güdümlü projelere eklemlenme istidatları ile irtibatlandıran Pamak bu saptamanın halkın lehine olan değişim-dönüşüm çabalarını hafifsemek olarak düşünülmemesi gerektiğini belirterek "Keşke İslami kimlik ve ilkelere bağlı kalarak bunu gerçekleştirselerdi!" dedi.

 

Değişim Sürecinde Müslümanlar

 

Konuşmasının ikinci bölümünde Türkiye Müslümanların mevcut durumunu tahlil eden Pamak, bugünden yarına hayatın içerisinde inşa edilmesi gereken Kur'an Neslinin İnşası tasarımına yönelik tespit ve önerilerde bulundu.

 

Bu meyanda Kur'an Neslinin İnşası istikametine yönelen Müslüman öbekler arasındaki istişari diyalogların önemi üzerinde duran Pamak, öncelikli olarak çeşitli isimlerle Türkiye'nin muhtelif bölgelerinde örgütlenen öbeklerin usulid-din anlayışında aynileşme ve ortak bir mücadele yapısını oluşturmaları gerektiğini söyledi. Bu iç koordinasyon ve kuşatıcılık sağlandıktan sonra ise ikinci olarak geniş kitlelere dönük dinamik bir açılım yapmak gerektiğini belirten Pamak, Kur'an Neslinin İnşası istikametine yönelen Müslümanların geniş kitleler arasında yeterince tanınmadığını ve dolayısıyla Türkiye'deki karmaşık cemaat gerçekliğinin oluşturduğu güvensizlik atmosferinden maalesef nasiplerine düşenleri aldıklarını kaydederek yekpare ve kuşatıcı bir üst organizasyon oluşturulmadan ve bunun bir uzantısı olarak eylemsel zeminde istikrarlı bir mücadele hattı inşa edilmeden kitlelere güven verilemeyeceğini ve dolayısıyla mevcut çabaların da cılız kalmaktan kurtulamayacağını söyledi.

 

Son olarak da mevcut görüntünün vahdetten ziyade ittifakı andırdığını ve bunun sosyal-yapısal planda bir Kur'an Nesli Platformu çatısını oluşturmaya yetmediğini sözlerine ekleyen Pamak, mevcudu aşmanın ve mücadele hattını kalınlaştırmanın imkânları üzerinde durarak öncü kadroların yetiştirilmesinden çocukların ve gençlerin eğitimine, aile planlamasından sosyo-ekonomik yardımlaşma ve dayanışmaya, mücadele sürecinde dillendirilecek taleplerin önceliğinden toplum ve sistemle ilişkilerde izlenecek metodolojiye değin bir dizi alana dönük görüş ve değerlendirmelerde bulundu.

 

Verilen bir araya müteakiben dinleyicilerin de interaktif katılımlarıyla devam edilen programda karşılıklı görüş alışverişlerinde bulunuldu. Diyalog meselesi, küresel sistem karşıtlarıyla ilişkilerin nasıllığı vb. hususlar ekseninde süren bu fasılada konuşma ve dinleyiciler arasında yoğunluklu olarak Pamak'ın dikkat çektiği ve kendisine dönük önerilerde bulunduğu Kur'an Nesli öbeklerinin koordinasyonundan çıkartılacak bir üst istişari platformun imkânı üzerinde duruldu.

 

Etkinlik Kenan Levent'in yaptığı sonuç değerlendirmesi ve okuduğu duyurulara müteakip sona erdi.

 

 

 

 

 

Bu içerik 2544 defa görüntülendi.
 
 
Yorumlar
Yorum Ekleyin
Adınız Soyadınız
e-Posta Adresiniz
Başlık
Yorum
Kalan karakter sayısı : 6000
Güvenlik Kodu
 
 
Copyright © 2013 İLKAV - İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı
Strazburg Caddesi No:18/4 SIHHIYE/ANKARA
Telefon :  +90 (312) 229 79 76 e-posta:  iletisim@ilkav.org
İLKAV Teknik Komisyon