Üye Ol  -  Şifremi Unuttum?
Facebook
 
 
> Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü...

> Kadir Gecesinin ve Ona Değer Kazandıran Kur’an’ın Kadrini Bilmek...

> Erdoğan’ın, Karşılığı Olmayan Sert Söylemleri Filistin’den Yana, ...

> Ömrümüzden Bir Yıl Daha Azaldı, Gelin Hâlimizi Sorgulayalım!...

> Küresel İfsadın Fıtratı ve Doğal Dengeyi Bozması ile İnsanlığın Y...

   
En Çok Okunanlar

Anasayfa  >   BASIN AÇIKLAMALARI  >  2013
 
ANKARA’DAN MISIR CUNTASINA GAZAP CUMASI PROTESTOSU
Tarih: 16/08/2013
   


Öncülüğünü Müslümanlarla Dayanışma Platformu’nun (AKABE DERNEĞİ, GENÇBİRİKİM, İLKAV, UMRAN HAREKETİ, VAHDET VAKFI), yaptığı, değişik kesimlerden de 5 bini aşkın duyarlı müslümanın iştirak ettiği gıyabi cenaze namazı, protesto yürüyüşü ve basın açıklaması Ankara’da gerçekleştirildi.

Öncülüğünü Müslümanlarla Dayanışma Platformu’nun (AKABE DERNEĞİ, GENÇBİRİKİM, İLKAV, UMRAN HAREKETİ, VAHDET VAKFI),  yaptığı, değişik kesimlerden de 5 bini aşkın duyarlı müslümanın iştirak ettiği gıyabi cenaze namazı, protesto yürüyüşü ve basın açıklaması Ankara’da gerçekleştirildi.

Kocatepe camiinde toplanan 5 bini aşkın topluluğa Mısırda katledilen Müslümanlar için gıyabi cenaze namazını Vahdet Vakfı’ndan Muhittin ÖZDEMİR kıldırdı. Cenaze namazından sonra yürüyüşe geçen çocuklu, kadınlı, erkekli topluluk sloganlar eşliğinde ABD Büyükelçiliğine doğru yürüyüşe geçtiler. Yürüyüşte  “Yaşasın İslami Direnişimiz”, “Zalimler Hesap Verecek”,”Katil ABD Ortadoğudan Defol”, ”Zalim Sisi Seninleyiz Mursi””İhvana Selam Direnişe Devam”, ”Şehitlerin Yolundayız”,”İsrail Uşağı Cunta”,”İşbirlikçi Suudi”, “İslami hilafet engellenemez” gibi sloganlar tekbirler eşliğinde atıldı.

ABD elçiliğinin önüne gelen topluluk burada da sloganlarına devam etti. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı görülen cadde trafiğe de kapatıldı. Genç Birikim Dergisi genel yayın yönetmeni Ali KAÇAR’ın topluluğa hitaben yapmış olduğu konuşmada; Mısır halkının yanında olunduğu vurgulanılarak, Batının ve bazı arap ülkelerinin ikiyüzlü tavırları eleştirildi. Toplanan topluluğun aidiyetlerinin ötesinde Allah rızası ve karınca misali tarafının belli olması hasebiyle şahitlik görevlerinin gereği meydanları doldurduğunu ifade etti. Daha sonra basın açıklamasına geçildi.

Basın açıklamasını Platform adına İlkav’dan Emrullah AYAN okudu. Ayan’ın açıklaması sloganlarla desteklendi. Ayan açıklamasında direnişin yeni başladığını, Mısır’da demokrasi direnişi değil insanlığın onuru ve İslami bir duruşun sözkonusu olduğunu, zulme karşı Müslümanların hep birlikte hareket etmesi gerektiğini ifade etti. Basın açıklamasından sonra söz alan Köklü Değişim dergisi temsilcisi Yılmaz ÇELİK de ümmetin vahdetinin er geç sağlanarak batıla karşı yekvücut olacağını, Müslümanlarının sorunlarının ancak İslami hilafetin gelmesiyle çözüme kavuşacağını, Allah’ın kitabından ve resulün yolundan ayrılmayacaklarını ifade etti.

Basın açıklamasından sonra topluluk sloganlar eşliğinde Mısır elçiliğine yürüdü. Burada da Muhittin ÖZDEMİR’in dua etmesi ile protesto olaysız sona erdi.

 

Basın Açıklamasının Tam Metni:

Bismillahirrahmanhirrahim.

Rabbimiz Kitâb’ında “Mü’minler ancak kardeştirler” buyuruyor.

Bugün burada toplanmamızın sebebi, Mısır’da darbeye karşı meydanları doldurup şiddete başvurmadan onurluca direnen kardeşlerimize, mazlum Mısır halkına yapılan haince saldırıları, vahşi katliamları tel’in etmektir. Aslında geçmişten günümüze ülkemiz de dahil çoğu ülkelerde yaşanan darbelerde olduğu gibi Mısır’daki darbenin de arkasındaki esas belirleyici aktör, yönlendirici, teşvikçi ve destekçi olan emperyalist güç, sürekli terör ve katliamlar üreten ABD’dir. İşte bu sebeple, darbeci katil ABD’yi ve işbirlikçileri olan AB, Körfez ülkeleri ve İsrail terör devletlerini lanetlemek ve tüm bu zalimlere karşı hakkı haykırmak için buradayız.

Taksim olaylarında yaralanan birkaç kişi ve sökülen birkaç ağaç için dünyayı ayağa kaldıran, fakat Mısır’da katledilen binlerce, yaralanan on binlerce kişi Müslümanlar olunca suskunluğa bürünen liberal, sol seküler kesimler utanmadan yandaşları olan darbecilerin safında yer almışlardır. Bizler ise, adil şahidler olmak sorumluluğumuz gereğince, nerede olursa olsun velev ki darbeci katliamcılar kendilerini İslam’a nispet etseler ve katliama uğrayanlar da gayrimüslimler olsa bile, yine de mazlumların yanında olmayı insani ve İslami sorumluğumuz olarak görürüz.

Bilindiği üzere seçimle halk desteğini alarak iş başına gelmiş Muhammed Mursi’ye yapılan 3 Temmuz’daki darbeye karşı Mısır’daki kardeşlerimiz başta başkent Kahire’deki Adeviyye ve Nahda meydanları olmak üzere Mısır’ın birçok kentinde toplanarak onurlu ve haklı bir direniş başlatmışlardı. Bu süreçte zalim darbeciler gerek kendi “askeri güçleriyle” gerekse “sivil baltacı” adı verilen terörist milisleriyle haince ve alçakça saldırılarda bulundular. Bu katliam sonucu yüzlerce şehid veren Mısırlı kardeşlerimiz meydanlardan çekilmek yerine, zulmü tasfiye ve adaleti ikame etmeyi hedefleyen onurlu seslerini en yükseğe taşıyarak yine aynı meydanlarda toplanarak katillere açık hedef olma pahasına direnme kararı aldılar. 

                Adeviye, Nahda, Ramses meydanlarında ve Mısır’ın diğer kentlerinde darbecileri, darbecilerin arkasındaki işgalci terör güçlerini protesto eden halkın tamamı sivil, hiçbirisinde çakı denebilecek tarzda silahları bile yoktur. Bu kalabalıklar, 3 Temmuz darbesinden bu yana ve özellikle de ramazan ayında açlığa, susuzluğa ve 45-50 derece sıcaklığa rağmen silaha ve şiddete başvurmaksızın meydanları doldurmuşlardır. Bu, darbecileri ve darbecilerin arkasındaki karanlık ve emperyal güçleri korkutmuştur. Müslüman Kardeşler bütün zorluklara, katliamlara, yetkilileri zindanlara atılmasına rağmen milyonlarca insan meydanları doldurmuş ve bütün katliam tehditlerine rağmen geceli-gündüzlü bulundukları yerleri terk etmemişlerdir. Ancak son birkaç gündür tehditler savurarak halkı yıldırmaya çalışan zalim darbeciler özellikle Adeviyye ve Nahda meydanlarında toplanmış olan kardeşlerimize tekrar silahlı saldırıya geçtiler. On binlerce kardeşlerimizden oluşan kitlelerin üzerine kadın, erkek, çocuk ayırt edilmeden, rastgele, hunharca açılan ateşle çok sayıda masum insan katledildi ve bu vahşi katliam devam etmektedir. Son gelen haberlere göre şehid sayısının 2.600, yaralı sayısının da 10.000’in üzerinde olduğu bildirilmektedir.

Bu katliam öncelikle kardeşlerimizin meydanlara kurmuş olduğu çadırların, içinde insan olmasına rağmen kasdi olarak yakılması ile başladı. Binaların çatılarına yerleştirilen keskin nişancılar hedef gözeterek çocukların ve kadınların da içinde bulunduğu kalabalıkların üzerine ateş açtılar.

Diğer taraftan Mısır cuntası, Siyonist İsrail ile birlikte Sina’da Müslümanlara dönük ortak operasyon gerçekleştirmektedir. Her gün yeni bir saldırı ile onlarca Sinalı Müslüman katledilmiş ve katledilmeye de devam edilmektedir. Gazze’deki Refah sınır kapısı kapatılmış, Filistinli kardeşlerimiz tecrit edilmiştir.

Tüm bu olup bitenleri başta ABD desteklemekte, darbecileri darbeci olarak değil de “demokrasiyi inşa etme çabası gösterenler” olarak niteleyip sahiplenmektedir. Böyle bir katliama başta AB ülkeleri olmak üzere Batı ve Orta Doğu’daki kuklaları ile İsrail terör devleti gizli ve açık destek verirken Müslümanların sessiz kalması kabullenilemez.  Bu fitnenin başı ABD ve İsrail ile işbirlikçi despot Suudi Arabistan ve körfez emirlikleridir. Bunlar bugün hunharca akıtılan binlerce Müslüman’ın kanından doğrudan sorumludurlar. Biz de bu yüzden zalimlerin başı olan ABD ‘ye sesleniyoruz. Ey katil Amerika ve işbirlikçileri! Üç yıla yakındır Suriye’deki Baas katliamına da aynı süfli emperyalist çıkarlarınız, alçakça hesaplarınız ve İslam düşmanlığınız sebebiyle sessiz kaldınız. Rusya, Çin gibi doğulu emperyalistlerle beraber BM’yi işlevsizleştirerek, Esed rejimine kiminiz doğrudan, kiminiz de dolaylı destek vererek hep birlikte Müslüman kıyımı yapıyorsunuz. Allah’ın izniyle o doymak bilmeyen çıkarcılığınızın çamurunda ve akıttığınız Müslümanların kanında boğulacaksınız.

Batılı ya da Doğulu emperyalistler başka konularda ikiyüzlülük yapsalar da çıkarları için despotları ve katliamlarını desteklemeleri bu anlama gelmez. Aslında onların bu davranışları, kendi batıl dinlerinin gereği, fıtratları kirleterek/yozlaştırarak insanı insanın kurdu/canavarı haline getiren kendi batıl, geri, sapkın seküler ideolojilerinin doğal sonucudur. Dolayısıyla bunları sahte demokrat olarak suçlamak, demokrasiyi bilmemek, Batıyı ve seküler sapkın paradigmasını tanımamak anlamına gelir. Çünkü demokrasi, hevaya tapmak, arzu ve istekleri putlaştırmak, insanı kendine ve Rabbine yabancılaştırmaktır. Bu sebeple de, yozlaşan insanı hayvandan aşağı durumlara düşürmek sonucunda, kendi çıkarları için ötekine yönelik zulüm, sömürü ve katliamlara yol açmanın zeminidir. Bu emperyalist ve kapitalist güçler, kendi ülkelerinde yüceltip putlaştırdıkları demokrasilerini, öteki ülkelerdeki sömürülerini devam ettirebilmek için gerektiğinde kolayca çiğnerler. 

Kardeşlerimizin, mazlum Mısır halkının hak ve adalet mücadelesi bir takım medyada vasıflandırıldığı gibi “demokrasi mücadelesi /demokrasi direnişi” değildir. Allah’ın  dini için, hak, adalet ve insanlığın onuru için bir mücadeledir. Ve bu duruş, bu vahiyle diriliş, bu mücadele, inşallah tüm ümmet coğrafyasında yankı bulacak yeniden uyanışın/intifadanın başlangıcı olacaktır. Mısır direnişi Müslümanların Filistin/Kudüs/Gazze gibi yeni bir direniş hattı/davası olmuştur. Allah’ın yardımına müstahak olabilen Hak davanın mücahidleri Allah’ın izniyle mutlaka başarıya ulaşacaklardır. Çünkü Allah nurunu tamamlayacaktır. Başta İslam düşmanı ABD, AB, İsrail, Rusya ve Çin gibi Batılı ve Doğulu emperyalist ülkeler ve bölgedeki işbirlikçileri despot yönetimler inşallah kahrolacaklar ve akıttıkları masum Müslüman halkların kanında boğulacaklardır.

Biz kardeşlerimizi, zulme uğrayan Müslüman Mısır halkını asla yalnız bırakmayacağız.  Allah’ı razı etmeyi hedefleyen Mısırlı Müslümanlar gibi biz de dün ve bugün bu meydanlarda olduk ve Allah’ın izniyle yarın da bu meydanlarda olmaya ve Allah’ın yardımını üzerimize celbedecek ameller içerisinde bulunmaya devam edeceğiz. Allah yolunda hakkıyla cihad ve hak ölçüleri esas alan direnişler sonucunda zalimler Müslümanların kanlarında boğulurken, Allah yolunda can feda eden şehidler ümmete güç katacak, inşallah Allah’ın vadi gerçekleşerek zafer Müslümanların olacaktır. Ve direnen Müslümanlar bu mücadele örnekliğiyle inşallah ümmetin Kur’an’da dirilişine vesile olacaklardır. Rabbimiz kendilerinden razı olsun ve hak yoldaki direniş azimlerini arttırsın inşallah.

Ankara Müslümanlarla Dayanışma Platformu

Bu içerik 6562 defa görüntülendi.
 
 
Yorumlar
Yorum Ekleyin
Adınız Soyadınız
e-Posta Adresiniz
Başlık
Yorum
Kalan karakter sayısı : 6000
Güvenlik Kodu
 
 
Copyright © 2013 İLKAV - İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı
Strazburg Caddesi No:18/4 SIHHIYE/ANKARA
Telefon :  +90 (312) 229 79 76 e-posta:  iletisim@ilkav.org
İLKAV Teknik Komisyon