Üye Ol  -  Şifremi Unuttum?
Facebook
 
 
> Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü...

> Kadir Gecesinin ve Ona Değer Kazandıran Kur’an’ın Kadrini Bilmek...

> Erdoğan’ın, Karşılığı Olmayan Sert Söylemleri Filistin’den Yana, ...

> Ömrümüzden Bir Yıl Daha Azaldı, Gelin Hâlimizi Sorgulayalım!...

> Küresel İfsadın Fıtratı ve Doğal Dengeyi Bozması ile İnsanlığın Y...

   
En Çok Okunanlar

Anasayfa  >     >  2019
 
Hutbe: Sekînet, Allah’tan Mü’minlere Gelen Gaybî Bir Yardımdır.
Tarih: 04/01/2019
   


“O, imanlarına iman katsınlar diye mü’minlerin kalplerine sekînet indirdi. Göklerin ve yerin askerleri Allah’ındır. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Fetih: 4)

Hutbe: Sekînet, Allah’tan Mü’minlere Gelen Gaybî Bir Yardımdır.
“O, imanlarına iman katsınlar diye mü’minlerin kalplerine sekînet indirdi. Göklerin ve yerin askerleri Allah’ındır. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Fetih: 4)
Hayat, mü’minler için bir imtihan alanıdır. Çeşitli şekillerde denendiğimiz bu alanı, imanın gereğine göre değiştirmek, ıslah etmek, dönüştürmekle yükümlüyüz. Bu görevin başarısı toplu bir eylemliliği de içerir.
İslâm’ın ferdî veya toplu şâhidliğini yapmak, gerçek anlamda Müslümanca bir hayat sürdürmek, öyle kolay bir iş değildir. Bu zorlu, çileli ama sonunda ferahlığa (dünyada fethe, âhirette cennete) çıkan yolda, zulme, şirke, tuğyana bulaşmadan yürüyebilmek gerçekten zor bir iştir. Ancak ilâhî takdir her zorlukla beraber bir kolaylık indirmiştir. (İnşirâh: 5) Bu ilâhî güvenceyi bilmek ve rabbânî yardımlar ummak, mü’minlerin güç kaynağıdır. Fakat Allah’ın gaybî yardımları bir ölçüye/sünnetullah’a göre gelmektedir. Yani Allah’ın rızası oturanlarla beraber değildir. Bir başka ilâhî ölçü de uğrunda bedel ödenmeyen bir mücadelenin kısır kalmasıdır.
Müslüman birey ve topluluklar inançlarını ve eylemlerini Allah’ın rızasına uygun bir zeminde kurarlarsa Rasulullah’a yapılan ilâhî yardımlara benzer yardımlarla desteklenirler. Sıkıntı ve güçlüklerden felâha ulaşırlar. Bütün mesele Allah’ın iradesine aykırı uzlaşmalara girmeden, boyun eğmeden, ölüm pahasına izzetli ve şerefli bir dirençle, kâfirlere; “Sizin dininiz size benim dinim de bana” diyebilmek, müşriklere;“Her tür şirkinizden beriyim” tavrını gösterebilmektir. Yani, tâğûta asla itaat etmemek, sadece Allah’a secde etmek, O’na yaklaşmak, O’ndan başkasından uzaklaşmak; Allah’ın emrettiği gibi dosdoğru olmak, mücadelenin zorlukları karşısında eğilip bükülmemek, destek almak için tâğûtî güçlere sığınıp onları dost edinmemek gerekmektedir. (Bakara: 256)
Bu ilkeleri koruyan mü’min birey ve topluluklara ilâhî yardımların yetişmesi sünnetullah gereğidir. Peygamberlere verilen mucizeler dışında, tüm Müslüman cemaatte etkisi hissedilebilir gaybî yardımlar yapılması, Rasulullah’ın (S) mücadelesinde de örneklerini gördüğümüz üzere Allah’ın değişmez yasalarındandır. İşte bu gaybî yardımlardan en meşhuru da görünmez askerlerle sekînet indirmesidir.Sekînet; ruh ve kalp dinginliği, ruhun enfüsî hâli, iç barış, huzur, özgüven, akıl, yatışmak, ağrı ve kızgınlıkların dinmesi, korkunun sona ermesi, hareketten sonra durgunluk, yerleşmek anlamlarına gelmektedir. (Ragıp el-İsfehânî, s. 346)

Ayrıca yardım, itminan, vakar, seyir ve harekette temkinli oluş, rahmet, heybet; ateş, bulut, ışık gibi hisler ile idrak olunabilecek işaretler anlamında da kullanılmıştır. (İbn Manzur, Lisânu’l-Arab, c. 17, s. 76)
Sekînet, mesajın şahidliğini korkusuzca yapmakta olanların yürüttüğü bir mücadelenin en zorlu ve bitimsiz kalıcılıkta kazanımlarını elde ederken karşılaşılan sıkıntılara, alaya almalara, beli büken meşakkatlere Allah’tan gelen bir destek, tesellî ve maddî manevî yardımlardır.
Sekînet, yeryüzünde çeşitli denemelerden geçen mü’minlerin üstün bir görevi yerine getirirken beşerî zaaf ve illetlerle kayıtlı oluştan kaynaklanan sorunlara, cahilî tazyiklere karşı sabrın, direncin ve metânetin takviyesi, pişirilmesi ve pekiştirilmesidir.
Sekînet, ağır davet işlerine, cihadın katlanılması zor yüklerine, hicretin tahammülü güç meşakkatlerine, sonuca/fethe götürecek büyük yürüyüşü yaparken kalplerde meydana gelen korkulara, tedirginliklere, belirsizliğin kaygılarına, zaferi arzulamadaki sabırsızlıktan kaynaklanan zaaflara “Hüzünlenme Allah bizimledir” düsturuyla destek almadır. (Tevbe: 40)
Sekînet, yılgınlıkla mücadeleyi motive eden inanç ve haksızlığa karşı dirençte enfüsî hareketliliğimizdir.
Sekînet, kâfirlerin kurduğu kötü tuzaklara, belâ dairelerine karşı mü’minlerin ilâhî güvencesidir. O halde İslâmî tüm çabalar ve oluşumlar, karşılaşacakları zorluklarda sadece Allah’a dayanmalıdırlar. O, yegâne dost ve yardımcı olarak ve en zor anlarında mü’minleri yalnız bırakmayacak, göklerin ve yerin güçleriyle destekleyecektir. Bu, görünmez askerlerle mü’minlerin kalplerine özgüven aşılayan sekînet indirmek şeklinde olabileceği gibi; mücadele içerisinde ortaya çıkan dengelerin teveccühünün imandan yana olması, Allah’ın tarihî ve toplumsal işleyişle ilgili değişmez yasalarının tevhîde meyyal olması şeklinde de ortaya çıkabilir.
Sekînet, İslâm ümmetini marûfu kurumsallaştırma mücadelesinde, münkeri engelleme cihadında ilâhî bir refâkatle kuşatmaktadır.
Ayrıca Rasûlullah (S) sekînet kavramını, Kur’ân’ın muhatapları üzerinde oluşturduğu tesir ile ilgili olarak kullanmaktadır: “Bir topluluk Allah’ın evlerinden bir evde toplanır, Allah’ın kitabını okur ve aralarında müzâkere ederlerse, üzerlerine sekînet iner; onları rahmet kaplar ve melekler kuşatır. Allah Teâlâ da o kimseleri kendi nezdinde bulunanlarla birlikte anar.” (Ebû Dâvud, Salât, 349, Müslim, Zikir, 38)

Hadiste zikredilen topluluğun üzerine sekînetin inmesi, imandaki itmi’nandan, imanın kalpte istikrar bulmasından kinayedir. Kalpteki itmi’nan ve nefisteki istikrar, Allah hakkında duygusal anlamda olumlu bir yaklaşıma sahip olmayı, insanı Allah’tan uzaklaştıran olumsuz duygulardan kurtulmayı ifade eder.
Netice olarak, sekînet, görünen maddî bir şey değildir. Ancak tamamen öznel bir iç faaliyet de değildir. Allah Teâlâ tarafından görünmez askerlerle apaçık ilka edilmiş derûnî bir sevinç halidir.
Sekînetle ilgili daha fazla ayrıntıya konunun gaybî niteliğinden dolayı ulaşamıyoruz. Bizim ortaya koymaya çalıştığımız ölçüler, sekînetin tezâhürlerinin dillendirildiği Kur’an’dan elde ettiğimiz kavranabilir, ulaşılabilir ipuçlarıdır.
04.01.2019
Hazırlayan: Emrullah AYAN

 

Bu içerik 2772 defa görüntülendi.
 
 
Yorumlar
Yorum Ekleyin
Adınız Soyadınız
e-Posta Adresiniz
Başlık
Yorum
Kalan karakter sayısı : 6000
Güvenlik Kodu
 
 
Copyright © 2013 İLKAV - İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı
Strazburg Caddesi No:18/4 SIHHIYE/ANKARA
Telefon :  +90 (312) 229 79 76 e-posta:  iletisim@ilkav.org
İLKAV Teknik Komisyon